16. Bölüm: Seydiköy'ün Rum Aileleri: FotiadilerFotiadiler, Seydiköy'ün en tanımış ve varlıklı Rum ailesiydi.
16 / Seydiköy’ün önde gelen Rum aileleri
Seydiköy de yaşayan Rum aileleri içinde en meşhur olanlarından birkaçını anlatalım.
FOTİADİ AİLESİ
Dimitrios Fotiadi, Seydiköy’ün en tanınmış ve en saygın Rum’udur. Fotiadiler ise Seydiköy’ün en zengin ailesidir. Bu ailenin fertleri Peloponisos bölgesinden gelip Seydiköy’e yerleşmişlerdir. Yunanistan’dan kaçmalarına sebep olarak iç savaş ve ayaklanma gösterilir. Ailenin ilk ismi Saraçi idi. Fakat daha sonra niçin Fotiadi diye değiştirdikleri hakkında bir bilgi yoktur.
19. yüzyılın başlarında Seydiköy’de Fotiadi isminde dört kardeşin ismi geçmektedir. Dimitris, Anastasios, Athanasios ve İoannis bunların hepsi o dönemde çok fakir çoban çocuklarıdır. Bu dört gençten Anastasios, en gençleri olarak daha iyi bir yaşam için Mısır’a gider. Burada açıkgözlülüğü ve cesareti ile çok iyi bir servet yapar. Seydiköylüler Fotiadi ailesinin sahip olduğu servet, mal mülk hakkında çeşitli bilgiler vermekte ve nasıl bu kadar zengin oldukları konusunda çeşitli hikâyeler aktarmaktadır. Bunların masal gibi olanlarından birini size anlatalım. Hikâyede geçen olaylar, Hapa ve Foskolu ailelerinden aldığımız bilgilerle aynıdır.
Bir Bardak Limonata...
Anastasios Mısır’a gitmek için karar verdiğinde annesi ona çok yoksulca bir sepet hazırladı. Bu sepetin içine yolculukta kullanacağı birkaç şey koydu. Limana geldiklerinde annesi onu gemiye bindirdikten sonra, iki limonu denize attı. Bir inanışa göre suya atılan limonlar oğluna şans getirecekti. Oğlunun sepetine de bu limonlardan koymuştu. Aynı gemide Mısır Kral yardımcısı da seyahat ediyordu. Geminin Ege sularına açılması ile Kral yardımcısı fenalık geçirir ve içmek için limonata ister. Aksilik gemide de limon yoktur. Gemi çalışanları gemide limon ararlar. O zaman Anastasios Fotiadis işe karışır. “Bende limon var. Ancak limonatayı ben yapıp ikram edeceğim.” der. Hazırladığı limonatayı kral yardımcısına sunar. Tabii, kaptan limonatayı nasıl bulduklarını anlatır. Kral yardımcısı da Mısır’a inince, bu iyi davranışa bir karşılık vermek için, Seydiköylüye bir gemi dolusu limon hediye eder. Anastasios da bu limonları satıp, kazandığı altınları Krala sunar. Kral bundan çok hoşlanır ve paraları Anastasios’a verir. Fakat o, bu paralarla ayakkabı alır ve yoksul ve kimsesizlere dağıtır. Ayakkabıları dağıtırken de, bunların hepsini Kral’ın gönderdiğini söyler. Krala saygılarını ve minnettarlıklarını göstermeleri için, sarayın önüne giderek ‘Yaşasın Kralımız!’ diye bağırmalarını tembihler. Halk da bunu yerine getirir. Bu jestten çok memnun olan Kral, Fotiadis’i saraya davet eder ona büyük bir servet değerinde altın ve işletmesi için binlerce dönüm arazi hediye eder. İlerleyen zaman içinde Fotiadis Mısırlı zenginler arasında yer alır. Servetine servet katar. Mısır’ın saygın kişileri arasında yer alır. Kazandığı altınları zamanla gemiler aracılığı ile fıçı içlerine koyarak Seydiköy deki ailesine gönderir. Ailesine gönderdiği bu paraların bir kısmıyla Seydiköylü ailelere de yardım edilir.
Fotiadis arkadaşını da Mısır'a getirtiyor...
Fotiadis Mısır'a gitmeden önce en sevdiği arkadaşlarından Dimitri İonnidis’e, Mısırda şansı yaver giderse onu da aldıracağı sözünü vermişti. Onu da Mısıra getirir. Elinden gelen yardımı yaparak arkadaşını da zengin eder. Dimitri zengin olduktan sonra topladığı paraları alıp Seydiköy’e geri döner. Fotiadis ise hiç evlenmeden hayatını Mısır’da sürdürür ve orada vefat eder.
Onun mirasını alan büyük kardeşi Dimitros, Mısırdan Seydiköy’e dönecekti. Ama nedense bu dönüşten son anda vazgeçerek Atina’ya gitti. Amacı oradaki Büyük Britanya Otelini satın almaktı. Bu kararından da vazgeçen Dimitrios 1872 yılında tekrar Seydiköy’e döner. İzmir merkezde bir ev satın alır. Bu evi restore ederek meşhur Kraemer Oteli haline getirir. Daha sonraları bir otel daha inşa edip oraya taşınır. Bu otel tütün şirketlerinin yanındadır.
Dimitrios, Seydiköy’de de 40 odalı bir köşk inşa ettirir. Köşkün şahane bir bahçesi vardır. Bahçe, 12 ayı temsil eden heykellerle süslenmiştir. Dört büyük heykel de mevsimleri simgeliyordu. Dimitrios, köyün ovasında çok geniş alana yayılan tarlaları satın alıp, ekip biçmesi için köylülere verdi. Ayrıca fakir kız ve erkekleri evlendiriyordu. Bu yaptığı hayır işlerinden dolayı ismi ‘bağışlayan’ olarak anılmaya başlamıştı. Kendisine İzmir’de ‘bağışlayan baba’, eşine de ‘bağışlayan anne’ diye hitap edilirmiş.
Mısır’da zengin olan bu Dimitrios ve Fotiadis kardeşler 1886 yılında ölmüştür. Birinin mezarı Kahire’de, diğerininki Seydiköy’dedir.
Fotoğraf: Seydiköylü Dimitrios Fotiadi'nin sahibi olduğu Kramer Oteli... Bu resim www.bluepoint.gen.tr/izmir/ sitesinden alınmıştır. İzmir'e ait daha çok eski resim görmek için sitenin adresini tıklayıp ziyaret edebilirsiniz.
GAZİEMİR GAZİEMİR
Copyright © 2008 gaziemirtarihi | Tüm Hakları saklıdır.| gaziemirtarihi@gmail.com
Portalımızda yayınlanan fotoğraflar Ercan ÇOKBANKİR'in arşivindendir.
Kaynak gösterilerek ve portalımızın ilgili sayfasına link verilerek yayınlanabilir.
Designed by E. Ç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder