7 - 1081 Türkler İzmir'de
8. Bölüm: 1081'de Türklerin İzmir' gelişleri/ Türk, Yahudi ve Rum nüfusunun İzmir'deki tarihsel gelişimi...
--------------------------------------------------------------------------------
Biz yine konumuza dönelim. 1081 yılında Emir Çaka Beyin İzmir’i almasıyla yöre Türklerle tanışmıştır. XII. Yüzyıl başlarında Jean Dukas ve ordusu ile yapılan savaşta 10.000 bine yakın insan katledilmiştir. Zaman zaman Venedik ve Rodos şövalyelerinin eline geçen İzmir 1317 de Aydınoğlu Mehmet Beyin Kadifekale’yi almasıyla Türk hükümranlığına geçmiştir.
O zamanlar Kadifekale’nin etekleri sığ bir deniz idi. Şimdiki Kale arkasının olduğu yerde Liman Kalesi vardı. Şehrin dış surları Bahri Baba parkının olduğu yerden geçerdi. Kadifekale’ye iç sur (stadel) paralel olarak Ballıkuyu’ya oradan Basmane’ye ulaşırdı. Liman Kalesi denilen Kale arkasında Frenkler, Kadifekale eteklerinde ise Türkler yaşarlardı. Haçlı savaşları esnasında başlayan savaşlar ve 1402 yılında Timur’un İzmir’e girmeden önce Seydiköy ovasında Aydınoğlu ile Timur arasında müthiş çarpışmalar olur. Bu savaş neticesinde İzmir’e giren Timur, Liman Kalesi surlarını aşırı derecede tahrip eder. Savaşın izleri İzmir de uzun yıllar hissedilmiştir. 1347 de İzmir Pietro Mocenigo adlı Venedikli bir korsan tarafından kanlı bir yağmaya uğramıştır. Uzun bir uğraştan sonra şehir tekrar Umur Beyin eline geçmiştir. (35)
Aydınoğlu döneminden sonra 1426 yılında Osmanlı, İzmir i bir daha el değiştirmemek üzere 15 Mayıs 1919 yılına kadar ele geçirmiştir. Osmanlı döneminin 1600 yıllarında Kadifekale tamamen boşaltılmıştır. Buraya Yeniçeriler yerleştirilir. İzmir’ in o yıllarda denizden girişini kontrol için Sancak Kalesi (1656) yaptırılmıştır. (36) Ne yazık ki Kadifekale eteklerindeki 16.000 kişilik amfitiyatronun taşları bu kale yapılırken kullanılmış, kalan kısımları da 1675’te Fazıl Ahmet Paşa tarafından Vezir Han ve bedesteninin inşasında kullanılmıştır. Yine karadan İzmir e giriş için Burunabad (Bornova), Cumaabad (Cumaovası), Teriendeabad (İzmir-Aydın karayolunda Ayrancılar civarı) kapıları vardır.
Evliya Çelebi İzmir’ anlatıyor…
1680 yıllarında İzmir’i ziyaret eden Evliya Çelebi “Yedi iklimde Osman oğulları ile dost olmuş 18 kefere kralı vardır. İzmir’de hepsinin balyozları ve konsolosları bulunurdu.” der. Yine ticari hayat ile ilgili şu bilgileri verir. “Kırk kahvehane, iki yüz meyhane, yirmi bozahane, yirmi boyahane, bir çarşı saraçhane, bir mumhane ve bir de gümrükhane vardır. Lakin bezazistanı (bedesteni) yoktur. Amma insanoğlunun eceline derman olacak can otu onlarda mevcuttur.” Çelebi ayrıca “Ölüye, maddeye hayat verip, aksakallıyı genç eden dilberi ben İzmir de gördüm. Bu aslan sütü dedikleri hicapsız şaraptır.” (37) diyerek İzmir’in kendisini baştan çıkardığını anlatır.
İzmir’de hiç değişikliğe uğramadan günümüze kadar gelmiş bir sokak vardır. Bu Havra Sokağı’dır. 500 yıllık bir geleneği temsil eder. İşlevi hiç değişmemiştir. İzmir in eski Juderia’sı, yani Yahudi Mahallesi’dir. Çevresinde Sinagoglar vardır. İzmir de ilk Musevi topluluğuna M.Ö 300 yıllarında rastlarız. Bunlar Büyük İskender tarafından Kudüs yöresinden getirilen Musevilerdir. (38) Meryem Ana’nın da Musevi kökenli olduğunu unutmayalım. Sultan 2. Bayezid’in daveti neticesinde 1492 yıllarında İspanya’dan kaçan Yahudiler kitleler halinde Anadolu’ya geldiler. 1.600 yıllarında İzmir de 8.000 Musevi olduğu bilgilerini çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. Yine bu dönemdeki Rum nüfusu da 8.000 dir. Türk nüfusunun sayısı da 40.000 civarındadır.1600 yıllarında Kadifekale de konuşlandırılan Yeniçerilere Yahudilerin korunması görevinin verildiğini kayıtlardan öğreniyoruz. Batı sempatizanı bazı batılı yazarların 19. yüzyılda Yahudi nüfusunu yaklaşık 30 bin, Türk ve Rum nüfusunu 60 biner olarak sunduğunu görüyoruz. 1.830 yıllarında Anadolu’dan başlayan Rum göçü nedeniyle Rum nüfusunun İzmir’de 100 bine, Seydiköy’deyse 8.000 e ulaştığı kayıtlarda vardır. (39) Bu rakamın bir abartı olduğu kanısındayız. Bu yıllardaki Yunan savaşı nedeniyle İzmir ve Civarından pek çok Rum’un Yunanistan’a göçtüğünü biliyoruz. Yine Balkanlarda ve Girit adasında başlayan milliyetçi saldırılar neticesinde huzursuz olan Türkler’in İzmir’e yönelmesiyle, bölgedeki Türk nüfusu 150 bine ulaşır. İzmir de Rumlar ve Frenkler Punta (Alsancak) Karşıyaka, Bayraklı, Buca, Bornova ve Seydiköy’de yoğun olarak ikamet ederlerdi. Museviler ise Havra Sokağı civarı, Keçeçiler, İkiçeşmelik, Karataş ve Asansör’de otururlardı. Ermeniler ise Basmane civarında yaşarlardı. Türkler de malum olduğu gibi Kadifekale tepesi civarında otururlardı. Bu dönemde ticari hayatta Rum, Ermeni ve Musevilerin arasında az da olsa Türkleri görmeye başlıyoruz.
GAZİEMİR GAZİEMİR
Copyright © 2008 gaziemirtarihi | Tüm Hakları saklıdır.| gaziemirtarihi@gmail.com
Portalımızda yayınlanan fotoğraflar Ercan ÇOKBANKİR'in arşivindendir.
Kaynak gösterilerek ve portalımızın ilgili sayfasına link verilerek yayınlanabilir.
Designed by E. Ç.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder